Yeniden başladık koşmaya. Koşuyoruz, koşuyoruz, koşuyoruz…
Önümüzde dümdüz bir yol var. Ama, o da ne? Ayağımız takıldı bir taşa.
Sendeledik, ama düşmedik. Hızlanıp koşmaya devam ettik. Şimdi yolun göründüğü
kadar düz ve engebesiz olmadığını biliyoruz. Derken yine ayağımız takılıyor, bu
sefer daha büyük bir taşa. Düşmemek için yalpalıyoruz ancak bir işe yaramıyor maalesef.
Her tarafımız toz toprak içinde kaldı şimdi. Yılmıyoruz yine de. Ayağa kalkıp
koşmaya başlıyoruz yeniden. Hızlanıyoruz gittikçe. Bu sefer de
ayakkabılarımızın bağcıkları bela oluyor başımıza. Ayaklarımız birbirine
giriyor. Ne ara çözüldüklerini hatırlamıyoruz bile. Hızlıca bağcık işini
halledip yola koyuluyoruz tekrardan. Hedefe çok yaklaştık. Yüzümüzde bir
tebessüm oluşmaya başlamışken önümüze bir dere çıkıyor, çok geniş bir dere. “Buraya
kadarmış.” demekten alıkoyamıyoruz kendimizi. Dizlerimizin üstüne çökerek
umutsuzca bakınıyoruz. Ama birden, içimizdeki “Başaramazsın, artık pes et.”
seslerinin arasından ufacık bir fısıltı duyuyoruz: “Yola devam et, her zaman
bir umut vardır.” O fısıltı içimizdeki kediyi bir aslana çeviriveriyor adeta.
Ayağa fırlayıp dere boyunca koşmaya başlıyoruz. Baya bir yol koştuktan sonra
yoruluyoruz. Yine tam içimizdeki “Yapamazsın!” sesi bizi ele geçirecekken bir
köprü görüş alanımıza giriyor. Öyle mutlu oluyoruz ki, delice bağırmaya
başlıyoruz. Köprüden geçip koşmaya devam ediyoruz. Ta ki hedefe ulaşana kadar.
Bazen, hatta çoğu
zaman bir şey yapmaya çalıştığımızda hayat önümüze birçok engel çıkarır.
Yukarıdaki yazıda taşların olduğu gibi. Bazen kendi hatalarımız yüzünden
tökezleriz. Bağcıkların çözülmesi gibi. (Ki onları gerçekten sağlam bir şekilde
bağlasaydık çözülmelerine imkan kalmazdı.) Bazen de hedefe çok az bir mesafe
kalmıştır ancak önümüze çıkan o son engel sabrımızı taşırır ve bizi pes etmeye
zorlar. Tıpkı yukarıdaki dere gibi. Fakat biz ne olursa olsun bu zorluklara
karşı gelmeliyiz. Hedefe ulaştığımızı hayal ederek, yılmadan koşmaya devam
etmeliyiz. Çünkü vazgeçmemek yapabilmenin
yüzde 95’idir. Engel ne kadar büyük olursa olsun, mutlaka bir çözüm yolu
vardır. İşte bu yüzden istediğiniz hedefe ulaşmak sizin elinizde. HAYDİ, KOŞMAYA
BAŞLAYIN. DÜŞERSENİZ, SABRINIZ TAŞARSA, VAZGEÇMEK İSTERSENİZ İÇİNİZDEKİ
FISILTIYI DUYUN VE KOŞUN. TA Kİ HEDEFE ULAŞANA KADAR.
0 yorum:
Yorum Gönder