12 Eylül 2014 Cuma

KOŞUN, TA Kİ HEDEFE ULAŞANA KADAR

Yeniden başladık koşmaya. Koşuyoruz, koşuyoruz, koşuyoruz… Önümüzde dümdüz bir yol var. Ama, o da ne? Ayağımız takıldı bir taşa. Sendeledik, ama düşmedik. Hızlanıp koşmaya devam ettik. Şimdi yolun göründüğü kadar düz ve engebesiz olmadığını biliyoruz. Derken yine ayağımız takılıyor, bu sefer daha büyük bir taşa. Düşmemek için yalpalıyoruz ancak bir işe yaramıyor maalesef. Her tarafımız toz toprak içinde kaldı şimdi. Yılmıyoruz yine de. Ayağa kalkıp koşmaya başlıyoruz yeniden. Hızlanıyoruz gittikçe. Bu sefer de ayakkabılarımızın bağcıkları bela oluyor başımıza. Ayaklarımız birbirine giriyor. Ne ara çözüldüklerini hatırlamıyoruz bile. Hızlıca bağcık işini halledip yola koyuluyoruz tekrardan. Hedefe çok yaklaştık. Yüzümüzde bir tebessüm oluşmaya başlamışken önümüze bir dere çıkıyor, çok geniş bir dere. “Buraya kadarmış.” demekten alıkoyamıyoruz kendimizi. Dizlerimizin üstüne çökerek umutsuzca bakınıyoruz. Ama birden, içimizdeki “Başaramazsın, artık pes et.” seslerinin arasından ufacık bir fısıltı duyuyoruz: “Yola devam et, her zaman bir umut vardır.” O fısıltı içimizdeki kediyi bir aslana çeviriveriyor adeta. Ayağa fırlayıp dere boyunca koşmaya başlıyoruz. Baya bir yol koştuktan sonra yoruluyoruz. Yine tam içimizdeki “Yapamazsın!” sesi bizi ele geçirecekken bir köprü görüş alanımıza giriyor. Öyle mutlu oluyoruz ki, delice bağırmaya başlıyoruz. Köprüden geçip koşmaya devam ediyoruz. Ta ki hedefe ulaşana kadar.

 Bazen, hatta çoğu zaman bir şey yapmaya çalıştığımızda hayat önümüze birçok engel çıkarır. Yukarıdaki yazıda taşların olduğu gibi. Bazen kendi hatalarımız yüzünden tökezleriz. Bağcıkların çözülmesi gibi. (Ki onları gerçekten sağlam bir şekilde bağlasaydık çözülmelerine imkan kalmazdı.) Bazen de hedefe çok az bir mesafe kalmıştır ancak önümüze çıkan o son engel sabrımızı taşırır ve bizi pes etmeye zorlar. Tıpkı yukarıdaki dere gibi. Fakat biz ne olursa olsun bu zorluklara karşı gelmeliyiz. Hedefe ulaştığımızı hayal ederek, yılmadan koşmaya devam etmeliyiz. Çünkü vazgeçmemek yapabilmenin  yüzde 95’idir. Engel ne kadar büyük olursa olsun, mutlaka bir çözüm yolu vardır. İşte bu yüzden istediğiniz hedefe ulaşmak sizin elinizde. HAYDİ, KOŞMAYA BAŞLAYIN. DÜŞERSENİZ, SABRINIZ TAŞARSA, VAZGEÇMEK İSTERSENİZ İÇİNİZDEKİ FISILTIYI DUYUN VE KOŞUN. TA Kİ HEDEFE ULAŞANA KADAR.             

0 yorum:

Yorum Gönder