Ne zaman öleceğinizi biliyor musunuz? Tahmin edin mesela, kaç yaşlarında ölürsünüz? 60, 70, 80? Hayır, hepsi yanlış. Ne zaman öleceğinizi bilemezsiniz. Kimse bilemez. Hani bazı hastalara doktorlar der ya, şu kadar ömrü kalmış diye. İşte o bile gerçek değildir. Doktorların da bu kadar kesinmişçesine bilgi vermesi de bir acayip zaten! Düşünün bir. Bir dakika sonrası için garanti verebilir misiniz? "Bir dakika sonra ben kesinlikle canlı olacağım." diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Her an her şey olabilir. Evde yayılarak oturuyor musunuz? Deprem olmayacağı, aniden bir yangın çıkmayacağı ne malum? Sokakta mı yürüyorsunuz? Direksiyon hakimiyetini kaybeden bir sürücünün size çarpmayacağı ne malum? Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Demek istediğim şey, ölümün vakti yok. Her an gelebilir. Risale-i Nur külliyatından bu konuyla ilgili bir kesit paylaşacağım:
"Ey nefis! Eğer şu dünya hayatına müştaksan, mevtten(ölümden) kaçarsan kat'iyen bil ki HAYAT ZANNETTİĞİN HÂLÂT, YALNIZ BULUNDUĞUN DAKİKADIR."
Peki ölüm her an gelebilirse, biz ne yapmalıyız?
Yapmamız gereken tüm şeyler, bir cümleyle özetlenebilir. Allah'ın her an bizi gördüğünü bilerek, hissederek yaşamak. Eğer O'nun her an bizi gördüğünü bilirsek, kötü şeyler yapmamaya çalışırız. Bu elbette kolay değil. Ancak başlamak, başarmanın yarısıdır. Ozaman hadi başlayalım. Hele de bu mübarek ayda başlamak, ne kadar da güzel olur!
0 yorum:
Yorum Gönder