1 Haziran 2020 Pazartesi

ÖLÜM


Dışarıdan ne sesi olduğunu anlayamadığım ambulans sireni benzeri sesler gelirken ben oturmuş müzik dinleyerek geçmişte çektiğim fotoğraflara bakıyorum. Beş dakika öncesinde pencereden gördüğüm manzara sonucu düşünüyorum. Belli ki kaza olmuş. Düşünsene, şuan orada birkaç insanın hayatı ellerinden gitmek üzere. Onları sevenlerin de dünyaları kararmak üzere. Ölüm bir gerçek ama neden bu kadar ağır? Anlayamıyoruz belki de yeterince bu dünyada olan ve biten şeyleri. Bir kaza oluyor, hayretle izliyoruz, yaralılara şifa diliyoruz, yakınlarına sabır diliyoruz, Allah korusun diyoruz ve hayat bizim için sürüp gitmeye devam ediyor. Oysa ki bu kaza sonucu kim bilir kaç insanın hayatı kim bilir ne kadar çok değişti. Biz olsaydık ya orda? Garip. Hayat dediğimiz şey sanki sonsuzca sürüp gidecek gibi. Her an küçük dertlerle dertlenmemiz, elimizde olmayan her şeyi ihtiyaç olarak görüp onları elde etmeye çalışmamız, vaktimizi en güzel şekilde eğlenerek geçirmeye çalışmamız, gelecekteki yaşamımız için sürekli bir şeyler biriktirmeye çalışmamız bundan değil mi? Ama ya o kazada biz olsaydık şuan? Belki de onca yaptığımız plana rağmen hayatımız bir anda kesilmiş ve planlarımız duman olup gitmişti. “Madem bu kadar kolay hayatın bitmesi, neden bu kadar uğraşıyoruz tüm bu planlamalarla?” diye soruyorum kendi kendime. Bilmiyorum. Bir yandan gereksiz gelirken bir yandan da itiraz ediyorum kendime. Ne kadar yaşayacağımız belli olmasa bile, bu hayatı havada savrulan bir karahindiba tohumu gibi belirsiz bir şekilde süzülerek harcamak doğru olmaz diye düşünüyorum. Evet olmaz. Peki sonumuz geldiğinde yaptığımız planların hepsi boşuna gitmeyecek mi yine de? Ne için plan yapmıştık? “Hele bir meslek sahibi olayım da ondan sonra rahata ereceğim.”, “10 sene sonra kendimi yüksek bir mevkide görmek istiyorum bu yüzden sıkı bir şekilde çalışmalıyım.”, “Bir dahaki yaz tatile çıkabilmek için para biriktirmeliyim.” vs. vs. vs. Belki de tüm bunları elde edemeden bir kaza da bizim başımıza gelecek. Tüm bu planların suya düşmesine neden olan şey: Ölüm. Peki öldükten sonra ne olacak? Bir boşluk mu, bir hiç mi? Dünyada yapılan milyarlarca planların hepsi bir hiç olup gidecek mi? Belki de bazı planlar bizi sonsuz yaşama ulaştırmak üzere vardır ve keşfedilmeyi bekliyorlardır. Ne? Sonsuz mu yaşam? Böyle bir şeyi düşünemiyorum. Aklım bunu hayal edebilecek güçte değil. Çünkü benim yaşadığım dünyada her şey sonlu. Her yediğim çikolata bitiyor, her sevdiğim beni bu dünyada bırakıp gidiyor, gençliğim son buluyor, her izlediğim film de bitiyor. Ama ne büyük bir teselli sonsuz bir hayat olabilecek olması! Buna inanmak istiyorum. Ve bunun için plan yapmak istiyorum. Çünkü görüyorum ki diğer planlarların hepsi yıkılıp yok olacak ben öldüğümde. Bir kazada, bir hastanede, bir denizde veya bir evde… Herkese olduğu gibi bana da olacak. Gözlerimi son defa yumacağım bir daha açmamak üzere. Ölüm bir gerçek ama neden bu kadar ağır? Sonrasında karşılaşacağımız şeyleri bilememekten mi? Bilsek ya? Hafifleyecek mi ölümün bizdeki anlamı? Bilmiyorum. Sadece zamanımı değerli olduğuna inandığım şekilde geçirmek istiyorum. Evet sonsuz bir hayat var buna inanıyorum. Ama mutlu bir hayat mı acılı bir hayat mı buna ben karar vereceğim. Şuanda, burada, bu dünyada. Davranışlarımla, yaptıklarımla, maneviyatımla. Bir telefon alabilmek için aylardır hayal kurmak ve para biriktirmeye çalışmak beni kurtarmayacak. Belki hastanede gördüğüm yaşlı bir teyzeye halini hatırını sormak kurtaracak beni. Tüm bunları bilmeme rağmen ben de sanki bu dünyada sonsuz kalacakmış gibi yaşıyorum. Evet sonu olmayan bir yaşam var ama bu dünyada değil. Olamaz da. Baksanıza bir şu dünyanın haline? Bu kadar zalimlikler, adaletsizlikler.. Bu mazlumların hakkını alacağı bir yer olmalı. İşte sonsuz yaşam orada olmalı. Herkesin yaptığının karşılığını aldığı bir yer. Evet var. Var ama neden hala böyleyim? Neden tüm saatlerimi çöpe atıyorum? Bunu da bilmiyorum. Bilmediğim çok şey var. Bilip de uygulamadığım çok şey var. Bildiğim ise bilmediklerimin yanında koca kainatta bir kum tanesi kadar kalır belki de. Neyse hayırlısı olsun.