Arkadaş seçimi önemlidir. Ancak ne var ki arkadaş seçimi kadar zor bir şey yoktur. İnsanlar arkadaşlarının kendileriyle aynı şeyleri sevmesini, aynı şeylerden nefret etmesini isterler. Ancak herşey bununla bitmez ki. Bence arkadaş demek, hep birbirlerinin arkasında olmak demektir. Hiç bir zaman, ne olursa olsun yüz çevirmemek demektir. Ufacık şeyler yüzünden aranızın bozulmamasıdır mesela. Arkadaş dediğin, yaptığın küçük yanlışları dahi yüzüne söylemelidir ama bu yanlışlar yüzünden sana küsmemelidir. Arkadaş dediğin, ağladığın zaman yanında olmalıdır. Arkadaş dediğin, düşünce sana güler ama seni asla yerde bırakmaz. Arkadaş demek, sırdaş demektir, dost demektir, kardeş demektir. Ama böyle bir arkadaş bulmak zordur. Tabii ki dört dörtlük bir arkadaş aramak yanlış. Arkadaş seçiminde önemli olan kendinize yakın hissettiğiniz biri olmasıdır, Mesela yanında istediğiniz gibi saçmalayabileceğiniz, ya da sırlarınızı hiç düşünmeden anlatabileceğiniz biri. Böyle bir arkadaşa ya da böyle arkadaşlara sahip olanlar ne kadar şanslı olduklarını bir daha düşünsünler bence. Eğer gerçek bir dosta sahipseniz, onu asla bırakmayın. Hep arkadaşın yapması gerekenleri söyledik. Ama biliyorsunuz ki bunların hepsi sizin içinde geçerli. Dostluk, gerçekten anlatılmaz bir şey. Ne mutlu bu anlatılmaz şeye sahip olanlara!
14 Aralık 2014 Pazar
12 Aralık 2014 Cuma
NO PAIN NO GAIN
“No pain, no gain.” diye bir söz vardır İngilizcede. Anlamı
çile yoksa kazanç ta yoktur gibimsi bir şey. Açıkçası bunun çok doğru bir söz
olduğunu hepimiz biliyoruz. Aslında bu sözün anlatmak istediği şeyi tek bir
cümleyle özetleyebiliriz. “Başarı tepesine çiçekli yollardan gidilmez.”.
Başarmak istiyorsak önümüze çıkacak olan engellerin riskini alarak yola
çıkmalıyız. Ve ne olursa olsun engellerden yılmamalıyız. Çünkü aslında engeller
bizi yıldırmak için değil, daha da hırslandırmak için vardır. En baştaki
sözümüze dönelim şimdi. Bu sözün Türkçe karşılığı “Zahmet olmazsa rahmet
olmaz.” Olurdu heralde. :D Bu deyiş her
insan geçerlidir bir bakıma. Yukarıda başarmak filan dedik ama, işte ne biliyim
hayatta bir amacı olmayan, bir şeyi başarmaya çalışmayan insanlar bu sözün
onların üzerinde etkisinin olmadığını sanmasın. Bir kere hayatta bir amacı
olmayan insan olmamalıdır. Şu an düşünün. Ve eğer amacınız olmadığı kanısına
varırsanız hemen kendinize bir amaç bulun. Çünkü amaçsız yaşayan insanların
mutlu olduğu kimse tarafından görülmemiştir. Amacınızı buldunuz mu? Tamam,
şimdi de bu amacı yerine getirmek için yapabileceklerinizi düşünün. Diyelim ki
sınava gireceksiniz ve amacınız da bu sınavdan geçmek. Bu amacı
gerçekleştirebilmenin birçok değişik yolu vardır değil mi? Öncelikle herkesin
bildiği bir yöntem: çalışmak. Bundan başka kopya çekmek, çalışıyorum diye
kendini inandırıp aslında çalışmamak, büyüklerin duasını istemek gibi değişik
ve bazıları saçma olan yöntemler de olabilir. Dua isteyebilirsiniz evet ama bu sizin çalışmanıza gerek kalmadığını göstermez. Bu sınavdan geçmekte size en
faydalı olacak olan çalışmaktır. Bunu siz de biliyorsunuz. Belki kopya çekerek
de yırtabilirsiniz. Ancak bu sadece bir kere olur. Sınavı geçmek için çalışarak
biraz zahmet çekmelisiniz. Bir kere şansınız yaver gidebilir. Ama bu, her zaman
böyle olacağını göstermez. Bir şeyler yapmak, bir şeyleri başarmak istiyorsanız
siz de herkes gibi uğraşmalısınız. İnsanın amacı uğruna zahmet çekmesi kötü bir
şey değil. Zor da değil. İnsan amaçları için bazı bedeller ödemeyi bilmeli.
Çünkü başarı yolunda elleriniz cepte ilerleyemezsiniz.
6 Aralık 2014 Cumartesi
MUTLU İNSANLAR NEDEN MUTLU?
Yani demek istediğim mutlu olmak o kadar da zor olmamalı. İnsanlar mutluluğu parada pulda aramamalı. Hatta bence bu dünyada mutlu olmak için yeterince vaktimiz olmayabiliyor. Mutluluğumuzu sonsuz hayata saklamak daha mantıklı olmaz mı? Tabi orda mutlu olmak için de çalışmalıyız. Bu dünyada mutsuz mutsuz, somurtarak dolaşın demiyorum tabi ki. Bu dünyada da mutlu olmalıyız. Ve eğer mutlu olmak istiyorsak küçük şeylerle mutlu olabilmeyi öğrenmeliyiz. Başımıza gelen kötü olayları tekrar tekrar düşünüp üzülmektense, bu olaylardan ders almalıyız. Geçmişe takılı kalmamalıyız. Elimizdekilerle mutlu olmayı öğrenmeliyiz çünkü mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını en iyi şekilde değerlendirebilenlerdir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)