25 Ekim 2014 Cumartesi

ÖZGÜRLÜK

Özgürlük insanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Özgürlüğe sahip olmayan bir insan, hayatından zevk alamaz. Hatta bir nevi ölü gibidir. İstediği şeyleri yapamadığından yaşamak bile ona zevk vermez. Bunu sömürge ülkelerdeki insanlardan anlayabiliriz. Zorla çalıştırılırlar, zorla istemedikleri şeyleri yapmak zorunda kalırlar. Özgür olmak, her yönden özgür olmak demektir. İnsan yapmak istediği şeylere kendi karar verebilmeli, istediği şeyi özgürce düşünebilmeli, hayal edebilmelidir. Tabi bu paragraftan insanın sonsuz derecede özgür olması gerektiği gibi bir sonuç ortaya çıkabilir. Ancak "İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasıdır.". Her insanın özgürlük anlayışı farklıdır aslında. Biri istediği her şeyi yapmak ister, bazıları yapabildiklerinin yeterli olduğunu söyler. Fakat bildiğiniz üzere her insanın özgürlüğü diğer insanın özgürlüğünün başladığı yerde biter. İnsanı kısıtlayan kurallar olması insan hayatını kötü etkiliyormuş gibi görünürken, aslında bu kuralların bizim için, toplum için faydaları vardır. Bugünkü okullarda, iş yerlerinde olduğu gibi kuralların olması gereklidir ve insanların bunlara uymalarına önem verilmelidir. Toplumsal açıdan da düşünürsek bizim milletimize özgü bazı görgü kuralları vardır. Bu kurallara uymak insanlarımız için önemlidir. Siz de bilirsiniz. Yaşlı bir dede veya nine görgüsüzce bir hareket, davranış görse hemen yadırgar, yakınır. 
Konuyu çok ta dağıtmamak gerek şimdi. :D Demek istediğim, özgür olmak her insanın isteyeceği bir şeydir. Ancak emin olun, dünyada herkes istediği her şeyi yapabilecek bir derecede özgür olsaydı burada yaşanmazdı.
10 Ekim 2014 Cuma

UMUDUNUZU KAYBETMEYİN


Her zaman umut vardır. Asla ve asla "Hiç umut yok." demeyin. Çünkü siz gelecekte ne olacağını bilemezsiniz. Evet hiçbir insanın ileride ne olacağını bilebilme gibi bir kabiliyeti yok. Bu yüzden umudumuzu kaybettiğimiz, üzüldüğümüz, pes ettiğimiz, "Kesin kaybettim!" dediğimiz zamanlar, sadece kendi kafamızdan uydurduğumuz düşünceler ve tahminlerden ibarettir. Başarmak kolay bir şey değildir. Ancak siz umudunuzu kaybetmediğiniz sürece başarma şansınız hala var demektir.Umudunuzu kaybederseniz, elinizi her şeyden çekmiş olursunuz ve artık bir umudunuz, amacınız kalmadığından ne yapsanız boşa gider. Umudunuz kalmadığından, her şeyi isteksiz yaparsınız zaten. İsteksiz olduktan sonra da, yaptığınız işten verim elde etmek çok ta mantıklı değildir. Evet, umudunuzu kaybetmek başarı yolunda sizi büyük hayal kırıklıklarıyla karşı karşıya bırakabilir. Ancak umut sadece başarıyla alakalı da değil. Beklediğiniz bir haber olabilir mesela. O haberin iyi ya da kötü olacağı belli değildir ve siz meraktan delirirsiniz. Çevrenizdeki insanlar sizin kötü düşünmenize sebep olabilir. Oysa ki sizin için yararlı olacak bir şey varsa o da olumlu düşünmek ve umudu kaybetmemek olur. Olumlu düşünürseniz olumlu sonuçlar alırsınız. Ki bunu yapmak o kadar da zor değil. Aklınıza elbette kötü düşünceler gelebilir ancak işin önemi de buradadır. Kötü düşünceleri umursamayıp olumlu düşünmek, hep umutla bakmak. Hiç bir zaman umudunuzu kaybetmemeniz dileğiyle...
7 Ekim 2014 Salı

NİYETİ ALLAH RIZASI OLANIN GAYRETİ BOŞA GİTMEZ

Bir Kurban Bayramı daha geldi geçti. Akrabalar ziyaret edildi, kurbanlar kesildi, çocuklara şeker ve harçlıklar verildi, kaçan inekler kaçtı, yakalananlar yakalandı... Ama insanlar hala aynı. Herkes Allah rızası için kurban kesti, etlerin bir bölümünü dağıttı. Ancak biz farzlar gibi sadece yapılması gereken şeyleri mi Allah rızası için yapmalıyız? Elbette hayır! Yaptığımız her işi, her bir şeyi Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalıyız. Çalışmak mesela. Eğer bir doktorsanız, Allah rızası için hastalara yardım etmelisiniz. Sadece para için değil. Eğer bir öğretmenseniz, Allah rızası için çocuklara bir şeyler öğretmelisiniz. Eğer bir bakkalsanız Allah rızası için bir şeyler satmalısınız. Bunlar çok fazla. Üstelik sadece meslekler için geçerli değil bu durum. O'nun rızasını kazanmak, bizim bu dünyadaki en büyük görevimiz. Bu yüzden elimizden geldiğince yaptığımız işlerin sebeplerinin arasında "Allah rızasını kazanma" nın da olmasına önem vermeliyiz. Ne olursanız olun. Öğrenci, mühendis, tüccar, iş adamı, berber, fırıncı, çöpçü, işsiz... Çünkü önemli olan ne olduğunuz değil nasıl biri olduğunuzdur. Siz yaptıklarınızı Allah için yaparsanız, yaptıklarınız hayırlı olur. 
4 Ekim 2014 Cumartesi

ESKİDEN BÖYLE MİYDİ?


Türk insanının bilinçlendirilmesi gerek. Eskiden böyle miydi Osmanlı'da? Gerçekten ama gerçekten çok önemli, övünebileceğimiz bir tarihimiz var: OSMANLI. Şu anki Türkiye ile Osmanlı arasında oldukça fark var demek yanlış olmaz sanırım. Geçen gün otobüsteyim, trafik var. Bir adam arabaların durduğu sırada arabasının kapısını açıyor ve yola çöp atıyor. Yani bu kadar temiz olmamak ayıp değil mi? Osmanlı sokakları tertemizdi oysa ki. "Nerden biliyorsun kardeşim, gördün mü sanki?" diyecek olursanız da, bunun çokça kanıtları var. Yabancı insanlar bile, Türklerin temizliğine hayran kalmışlardır. "Türkler dünyanın en temiz insanlarıdır." demiş mesela Belon. Tabi şimdikiler de Türk ancak dünyanın en temiz insanları olup olmadığımızdan endişeliyim. Osmanlı'nın nasıl bu kadar temiz ve övülen bir topluluk olduğunu düşündünüz mü hiç? Çünkü Türkler o zamanda dinlerine çok bağlıydılar. Hayatlarının her köşesinde İslam'ı yaşamaya çalışmışlardı. Temizliğin dinimizde çok önemli bir yere sahip olduğunu biliyorsunuzdur zaten. Peki neden eskisi kadar temiz değiliz? Cevabını çok iyi biliyor olmalıyız bence. Dinimizi yeterince yaşamıyoruz.Evet, malesef bu doğru. Müslümanlar İslam dinine eskisi kadar bağlı değiller. Şuan ülkemizde her türlü hırsızlık, yalancılık, ihanet, dolandırıcılık gibi şeyler var. Oysa Osmanlı'da bir yere altın torbası asılsa aylarca dokunan olmazmış. Dilencilik yokmuş çünkü zenginler cömertmiş. Şimdi öyle mi ama? Adamın ihtiyacı yoksa bile para buldu mu alır hemen. Adamlar hırsızlık yapıyor yahu! Yabancı bir ülkeden biri gelse, dini İslam olmadığı halde bizden daha temiz, daha doğru sözlü olur. Utanmalıyız bence halimizden. Müslüman mıyız diye soruyorum size. Eğer Müslümansanız, Müslüman gibi yaşamalısınız. Temizliğe önem veren, doğru sözlü, sorumluluk sahibi, hayvansever, yardımsever, cömert bir Müslüman gibi olmalıyız hepimiz. Çünkü Müslüman olmak bunları gerektirir.